Bin Muhteşem Güneş Kitabının Özeti

28.01.2020

Bin Muhteşem Güneş kitabının özeti. Bu yazımızda sizler için “Bin Muhteşem Güneş” kitabının özetini hazırladık.

Bin Muhteşem Güneş Kitabının Özeti

Bin Muhteşem Güneş Kitabının Özeti

 

1.Bölüm

Meryem 5 yaşında küçük bir kızdır. Annesinin adı Nana babasının adı Celil’dir. Celil Herat’ın en zenginlerindendir ve Nana bir zamanlar onun evinde hizmetçilik yapmıştır. Celil onunla gayri meşru bir ilişkiye girmiş ve bu ilişkiden Meryem doğmuştur. Celil’in üç karısı ve on çocuğu vardır. Onların baskısı ile Nana’yı evden atmış ve çevresine Nana’nın kendisine musallat olduğunu söylemiştir.

Celil Herat’ın dışında bir arazi almış ve buraya bir kulübe kurarak Nana’yı yerleştirmiş, Meryem de bu kulübede doğmuş ve hayatının ilk on beş yılını burada geçirmiştir. Meryem’in en sevdiği misafir ona okuma yazma öğreten Molla Feyzullah’tı ve ondan okula gitmesi için annesinden izin istemesini rica etti ama annesi kesinlikle karşı çıktı. Celil her perşembe onu ziyarete gelirdi. Meryem 15 yaşına girdiğinde Celil ona hediye olarak ne istediğini sordu. Meryem tek isteğinin kendisi ve hiç görmediği kardeşleri ile Celil’in sinemasında film izlemek olduğunu söylemişti. Celil ve Nana bunu onaylamasa da o ertesi gün babasının gelmesini bekledi. Babası gelmeyince Meryem ilk kez Herat’a doğru yürüdü ve sorarak babasının evini buldu. Ancak onu eve almak istemediler babası evde olmasına rağmen yok demişlerdi ve gece boyu kapıda yatmasına rağmen kimse onu eve almadı. Ertesi gün şoförü onu evine götürürken evin yakınındaki ağaçta annesini kendisini asmış olarak buldular.

Cenaze defin edildikten sonra babası onu da alarak Herat’taki evlerine döndü ve ona evin üst katında bir oda ayarladılar. Meryem bir hafta boyunca hiç odasından çıkmadan bekledi. Daha sonra babası ve onun eşleri kendisine Kabil’de yaşayan ve adı Raşit olan 45-50 yaşlarında bir talibi olduğunu soylediler ve evlenmesi için baskı yaptılar. Meryem babasının da kendisini istemediğini fark edince bu evliliği kabul etti. Raşit’le birlikte giden Meryem zamanla Kabil’i tanımaya ve hem Kabil’e hem de Raşit’e alışmaya başladı.

Meryem bir bebeğinin olacağını öğrenmiş ve çok mutlu olmuştu. Adeta hayat anlam kazanmaya başlamıştı onun için. Şimdi tek bir dileği vardı o da bu bebeği kucağına alabilmek ve bu mutluluğun hiç bitmemesi idi ama maalesef bebeğini düşürdü.

Raşit’in Meryem’e karşı tavırları her geçen gün daha da kötüleşmeye başladı. Ne sorsa ne yapsa adamın öfkelenmesine neden oluyordu. Hatta bir gün yemeği beğenmeyen Raşit Meryem’in ağzına bahçeden getirdiği çakıl taşlarını doldurup yaptığın yemeklerin tadı işte buna benziyor demişti.

2. Bölüm

Leyla ve Tarık, Meryem’in oturduğu mahallede iki komşu çocuğudur. Tarık küçük hastayken bastığı bir mayın nedeniyle bir ayağını kaybetmiştir. Tarık ve Zeynep birbirini sevmektedir. Tarık amcasının hastalığı sebebiyle on üç gün olarak planlanan bir Gazne gezisine gitmiştir. Biraz geç kalsa bile tekrar Kabil’e dönmüş ve Zeynep’in içi rahatlamıştır. Leyla’nın Ahmet ve Nur adındaki abilerinin “mücahit”lerle savaşta ölmeleri aileleri için özellikle de annesi için bir yıkım olmuştu. 1989 yılının Ocak ayına gelindiğinde Sovyetler Kabil’den çekiliyordu ama Zeynep’in annesinin yüreğindeki acı gittikçe daha da büyüyordu.

Sovyetler Kabil’den çekilmiş ama bu seferde mücahitler arasında iktidar savaşı başlamıştı. Kabil artık her an bir yerlerde bombaların patladığı ve cesetlerin etrafa saçıldığı bir yer haline gelmişti. Tarık ve ailesi Pakistan’a gitmeye karar vermiş, bu karar Zeynep’i yıkmıştı. Onlar gittikten iki hafta sonra evlerine isabet eden mermi annenin de inadını kırmış ve onlar da bu şehri terk etmeye karar vermişti. Tam eşyalarını toplayıp gidecekleri anda patlayan bir bomba her şeyi alt üst etti.

3. Bölüm

Zeynep gözlerini açtığında Meryem ve Raşit’in evindeydi. Anne ve babası ölmüş o ise yaralanmış, Raşit onu enkazın altından çıkarmıştı. Birkaç hafta sonra kendine gelmeye başlamıştı, bu sırada Abdul Şerif adında bir adam geldi ve Tarık’ın Peşaver’de içinde bulundukları kamyona yapılan bir saldırıda ağır yaralandığını ve hastanede öldüğünü bildirdi. Raşit kimsesiz kalan Zeynep ile evlenmek istedi. Zeynep de Tarık’tan hamile kaldığı için bu teklifi mecburen kabul etti ve çocuğunun Raşit tarafından himaye edilmesini sağlamaya çalıştı. Raşit ile evlilikleri başlangıçta iyi gibiydi ama zamanla Raşit ona da tıpkı Meryem’e davrandığı gibi davranmaya başladı. Bu arada Meryem ile Zeynep arasında da güçlü bir dostluk bağı kuruldu. Zeynep’in Raşit’ten Zalmay adında bir oğlu oldu ve Raşit artık sadece onunla ilgileniyordu. Raşit’in işleri bozuldu ve zamanla her şeyi sattılar. Azize’yi de Zeynep’in tüm karşı çıkmalarına rağmen çocuk yurduna verdiler.

4. Bölüm

Uzun bir zaman sonra Zeynep Tarık’ı karşısında gördü ve şok oldu. Sonradan anladılar ki “Abdül Şerif” Raşit tarafından gönderilen ve para karşılığında Tarık’ın öldüğünü söyleyen bir yalancıymış. Zalmay’ın annesi ile Tarık’ın görüştüğünü babasına söylemesi ile evde kıyamet koptu ve Raşit, Zeynep’in boğazına öldüresiye yapıştı. Meryem eline aldığı kürekle adamın başına vurarak onu öldürdü. Meryem mahkeme’de her şeyi kendisinin yaptığını söyledi ve ölümle cezalandırıldı. Tarık, Zeynep, Azize ve Zalmay Pakistan’a giderek orada yeni bir hayat kurdular.

2002 yılında Taliban’ın yıkıldığı, Koalisyon güçlerinin ülkeyi denetime aldığı haberleri üzerine Zeynep’in içinde, doğduğu topraklara geri dönme ve babasına verdiği sözü tutarak ülkesine yararlı olma isteği tekrar uyandı. Tarık’ı ikna ederek tekrar ülkesine döndü. Önce Herat’a giderek Meryem, Celil ve Molla Feyzullah ile ilgili her yeri gezdi. Daha sonra Kabil’e geldiler. Zeynep “Zaman”ın müdürlük yaptığı yurtta öğretmenlik, Tarık’ta bir yardım kuruluşunda görevli olarak çalışmaya başladı.

Bu mutlu aile son zamanlarda akşamları “ad bulma” oyunu oynamaya başlamışlardı. Ama hep erkek isimleri söyleniyordu. Çünkü Zeynep kız olursa hangi ismi koyacağını biliyordu.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.